21 Haziran 2011 Salı

RTÜK’e Açık Mektup: Şirinler Çizgi Filmi Neden Hâlâ Yayında?



Değerli RTÜK üyeleri, biraz sonra zikredeceğim mühim meseleyi idrak edeceğinizi düşünerek yıllar yılı beyhude bekledikten sonra nihayet bu mektubu kaleme alarak, sizleri ikaz etmeyi milletime duyduğum muhabbetten dolayı kendime bir vazife olarak addediyorum.
Efendim malumunuz, necip milletimiz televizyon karşısında vakit geçirmeyi seviyor. Bu hususta ABD’den sonra dünya ikincisi olmuşuz. İnanınız, dünyanın en büyük bayrağını dalgalandırma başarısından sonra hiçbir başarı beni bu kadar sevince boğmamıştı. Televizyon izleme oranı bakımından medeniyet aleminin geriye kalan devletlerini geride bırakma muvaffakiyetimizle ne kadar övünsek azdır.
Değerli RTÜK üyeleri, takdir edersiniz ki, televizyonla bu kadar haşır neşir olunan bir memlekette, vatandaşlarımızın hangi programları izledikleri de son derece önemli bir hale geliyor. Acaba bu programları yeterince titizlik göstererek takip edebiliyor musunuz? Acaba bu programların hepsi milletimizin gelenek ve göreneklerine, toplumumuzun ahlak yapısına uygun mu?
Efendim malumunuz yirmi sene öncesine kadar televizyonumuz bir tek kanaldan ibaretti. Neyse ki serbest piyasanın rekabet ortamı yayın dünyamıza girdi de TRT’nin tekelinden kurtulmuş olduk. Böylece, eski Doğu Bloku ülkelerinin sıkıntı verici filmlerini izlemekten, kültürümüzde yeri olmayan, sayın Başbakanımızın da ‘belden aşağı bir sanattır’ diyerek tenkit ettiği, bale adı altında çırılçıplak bir takım insanların oraya buraya koşuşturmalarını izlemekten kurtulmuş olduk çok şükür. Boğazımıza kadar sanata battığımız o günlerde, cuma günleri yayınlanan ‘Diyanet Saati’ de olmasa kendinizi gavur memleketlerinden birinde yaşıyor sanırdınız. Hiç unutmam, bizim kahvede bile yozlaşma başgöstermiş, birkaç defa entel geçinen iki öğretmeni gizliden gizliye opera hakkında istişare ederken suçüstü yakalamıştım. Şimdi öyle mi ya, her daim Diyanet Saati tadında yayın yapan televizyon kanallarımız bile var çok şükür…
Allah rahmet eylesin merhum cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın yayın dünyasına rekabet ortamını aşılamasıyla birlikte, memleketimiz de kısa sürede öz benliğini buldu. Allah’a şükür şimdi dünyanın en çok televizyon izleyen iki ülkesinden biriyiz. Bize yakışan programlar birbiri ardına yayına giriyor. Fakat sizin de bildiğiniz üzere, milletimizin maneviyatıyla oynayan, muhteşem tarihimize galebe çalan bir takım zırvalıklar milletimizin önüne dizi diye konulmaya başlandı. Bu bakımdan, verdiğiniz ihtar cezası fevkalade manidardır. Dizilerle ilgili bir andıç çalışması başlattık açıklamasını yaptığınızda gönlüm daha da ferahladı.
Değerli RTÜK üyeleri, benim asıl değinmek istediğim husus; ahlak dışı filmler, muhteşem tarihimize,maneviyatımıza dil uzatan diziler hakkında gösterdiğiniz hassasiyeti çizgi filmler için de göstermenizdir. Efendim çizgi film deyip geçmemek lazım. Her gün her kanalda sayısız çizgi film yayınlanıyor ve bunları bizim çocuklarımız izliyor. Öyleyse bunların milletimizin örf ve adetlerine uygun muhteviyatta olmaları bir mecburiyettir. Ne demişler, ‘ağaç yaş iken eğilir’.
Bunlardan en çok nazar-ı dikkatimi celbeden, ‘Şirinler’ adlı çizgi filmdir. Bu çizgi filmde resmen komünizm propagandası yapılmakta fakat siz maalesef uyumaktasınız. Çocuklarımızın körpecik beyinlerini o yaşta bu tür düşüncelerle doldurmak maazallah ileride başımıza büyük felaketler getirebilir.
Efendim bu çizgi filmde, kendilerine Şirinler diyen sözde şirin yaratıklar, sınıfsız bir toplumda yaşamakta, herkes yeteneğine göre üretmekte ve ihtiyacına göre tüketmektedir. Dikkat buyurduysanız Şirinler Köyü’nde para geçmemektedir. Üretim piyasa koşulları için değil, ne yazık ki ihtiyaca dönük olarak yapılmaktadır. Paranın olmadığı, herkesin yeteneğine göre ürettiği, piyasa için değil ihtiyaç için üretim yapılan bir rejim neyi hatırlatıyor sorarım size! Uyuklayan da tembel olan da, sakar olan da çalışmadan üretimden pay almakta, şarkı türküyle, sanat sepet işleriyle uğraşmakta, çocuklarımız komünist rejimde olduğu gibi yan gelip yatmaya özendirilmektedir. Şirinler de mülkiyet de yoktur. Mülkiyet hangi rejimde yoktu soruyorum size!
Efendim en mühim hususlardan bir tanesi de Şirinler Köyü’nde bir ibadethanenin bulunmayışıdır. Kendilerine Şirinler adını veren bu yaratıklar dinsizdir! Mutluluk ve dayanışma mesajları vererek de çocuklarımızı ateizm batağına doğru sürüklemektedirler.
Bu çizgi filmde para yerine erdem övülmekte, zengin ve güçlü olanın iktidarda bulunması gerekirken, Şirin Baba adındaki bir zevat erdemiyle ve bilgeliğiyle Şirinler’e yol göstermektedir. Efendiler soruyorum size, Şirin Baba’nın giysileri neden diğer Şirinlerden farklı olarak kırmızı, sakalları neden Karl Marx gibidir hiç düşündünüz mü?
Değerli RTÜK üyeleri, durumun vahametini idrak etmiş olan Gargamel’in Şirinler’i ortadan kaldıracağı günü beyhude bekledim durdum. Ve en sonunda kutsal vatandaşlık görevimi yerine getirmek için bu mektubu kaleme almaya karar verdim. Sizden ricam derhal bu uğursuz çizgi filmi yayından kaldırmanızdır. Son bölümde Gargamel Şirinler’i yiyebilir. Böylece çocuklarımız böyle bir düzenin er ya da geç yıkılacağını idrak etmiş olurlar.
Efendim manevi dünyamıza hitap eden çizgi filmler çocuklarımızın daha çok ilgisini çekmez mi? Mesela “Pokemon Namaz Öğretiyor”, “Sünger Bob Hidayete Eriyor”, “Kırmızı Türbanlı Kızdan Dualar”, “Red Kit Umre Yolu’nda”, “Temel Reis Münafıklara Karşı” şeklinde çizgi filmlerimiz yapılsa fena mı olur?
Sayın RTÜK üyeleri, artık titreyerek kendimize gelmenin vakti gelmiştir. Bu duygularla satırlarıma son verirken, sizleri bir kere daha görevinizi yapmaya davet ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder